Menopoz ve Perimenopoz Döneminde Yaşanan Değişiklikler, Belirtiler ve Tedavi Seçenekleri
Menopoz ve perimenopoz süreci her kadın için farklı ilerler. Bu yazıda hormonal geçiş döneminde görülen fiziksel ve duygusal değişiklikler, tedavi seçenekleri ve sağlıklı yaşam önerileri detaylı şekilde ele alınır.
Menopoz nedir?
Menopoz, adet dönemlerinin nihai ve kalıcı olarak durması ile tanımlanır. Bir kadının menopozda olduğu, 1 yıl boyunca adet görmemesi durumunda söylenir. Menopoz dönemine girdikten sonra, yumurtalıklar hormon üretimini durdurur ve gebelik için gereken yumurtalama yeteneklerini kaybederler. Menopozun ortalama yaşı 51'dir.
Menopoza geçiş süreci (Perimenopoz) nedir?
Menopoz etrafındaki süreyi ifade eder ve bu süre birkaç aydan birkaç yıla kadar değişebilir. Perimenopoz, bir kadının üreme (çocuk sahibi olma) yılları ile menopoz arasındaki dönemdir. Perimenopoz her kadın hastada farklıdır ancak genellikle yaklaşık 5 yıl sürer fakat 10 yıla kadar uzayabilir.Perimenopoz bir süreçtir, tek bir olay değildir.
Perimenopozda hangi hormonal değişiklikler meydana gelir?
Bir hastanın geçiş sırasında fark ettiği birçok semptom, değişen hormon seviyelerinden kaynaklanmaktadır. İlk hormonal değişikliklerden biri inhibin adı verilen bir hormondaki azalmadır.
Yumurtalıklardan inhibin üretilir ve bu hormon hipofiz bezine daha az folikül uyarıcı hormon (FSH) üretmesini söyler. İnhibin seviyeleri düştükçe, FSH seviyeleri yükselir.
FSH, hipofiz bezi tarafından üretilir. Menopoz geçişi sırasında seviyeleri sık sık yükselip alçalır. FSH seviyeleri bir gün çok yüksek olabilirken ertesi gün çok düşük olabilir. FSH seviyeleri yüksek olduğunda, yumurtalıklar daha fazla östrojen üretir. FSH seviyeleri düştüğünde, östrojen seviyeleri de düşer. Bu FSH ve östrojen değişiklikleri menopozdan aylar veya yıllar önce gerçekleşebilir.
Progesteron, yumurtalıklar tarafından üretilir ve ovulasyon (yumurtlama) sonrasında artar. Ovulasyon gerçekleşmezse progesteron seviyeleri düşük kalabilir ve bu da adet döneminin uzamasına/adet görememeye neden olabilir.
Antimüllerian hormon (AMH), inhibin gibi yumurtalıklar tarafından üretilir. Yaş ilerledikçe AMH seviyeleri düşer ve menopozdan birkaç yıl önce tespit edilemez hale gelir.
Perimenopoz ve Menopoz tanısı kan tahlilleri ile konulabilir mi?
Hormonal değişikliklerin kadından kadına farklılık gösterdiğini anlamak önemlidir. Yüksek FSH ve düşük AMH, düşük inhibin seviyeleri genellikle menopoz geçişinde görülse de, bir hastanın menopoz geçişinde olup olmadığını tahmin etmek veya teşhis etmek için kullanılabilecek tek bir spesifik kan testi yoktur. Menopoz geçişini teşhis etmek için yaşınızı, kişisel ve aile geçmişinizi - özellikle adet geçmişinizi - menopoz geçişi semptomlarının varlığını ve klinik muayeneyi kullanıyoruz.
Perimenopozda hangi şikayetler görülebilir?
Şikayetler kişiden kişiye büyük farklılıklar gösterir. Farklı zamanlarda ve farklı şiddet dereceleriyle ortaya çıkabilirler. Bu semptomların birçoğu düşen östrojen seviyelerinin bir sonucu olabilir, ancak aynı zamanda diğer tıbbi durumların da belirtisi olabilir.
1. Uyku sorunları:
Birçok kadın perimenopoz döneminde uyumada zorluk çeker. Uykuya dalmakta veya uykuyu sürdürmekte zorlanabilirler ya da her ikisini de yaşayabilirler. Uyku hijyeni adı verilen stratejiler hem uyku kalitesini hem de süresini artırır. Uyku hijyeni, uyku zamanlamasına dikkat etmeyi ve yatmadan önce TV, bilgisayar ve elektronik cihazların kullanımını kısıtlamayı içerir. Eğer yüksek kiloda iseniz, kilo vermek ve hareketsizseniz egzersiz yapmak da gece uykusunu iyileştirebilir.
2. Unutkanlık:
Artan unutkanlık ve kısa süreli hafızada kayıplar, perimenopozdaki kadınlar için yaygın şikayetlerdir. Hayat deneyimlerinin dengesinin sağlanması gerekekliliği, bozulmuş uyku, fiziksel ve psikolojik stres gibi faktörlerin birleşimi bu hafıza değişikliklerine katkıda bulunabilir.
Sıcak basmaları, gece terlemeleri ve vajinal kuruluk gibi menopozun açıkça belirtileri olan durumların aksine, hafıza bozulması yalnızca yumurtalık fonksiyonunun kaybına atfedilemez. Yaş ilerledikçe birçok hastalık ve bozukluk daha yaygın hale gelir. Bu değişikliklerden bazıları ve hastalıklar hafıza kaybına katkıda bulunabilir (örneğin yüksek tansiyon, diyabet, inme ve tiroid hastalığı). Sizin ve başkalarının fark ettiği hafıza kaybı "menopozla ilgili" olarak geçiştirilemez.
Yumurtalıklardaki östrojen seviyesindeki düşüşün bazı kısa süreli hafıza değişikliklerine katkıda bulunduğu düşünülmektedir. Ancak hormon tedavisinin postmenopozdaki kadınlarda hafıza üzerinde sürekli olumlu bir etki yaptığı gösterilmemiştir.
3. Depresyon:
Depresyon belirtileri perimenopozda giren veya erken menopoz yıllarında olan kadınlarda artma eğilimindedir. Bunun olmasının birkaç nedeni olabilir; Finansal durum, yaşlanan ebeveynlerle ilgili endişeler, çocukların evden ayrılması gibi yaşam değişikliklerinin birleşimi, tatminsiz cinsel deneyimler, kötüleşen ilişkiler, boşanma veya ölüm yoluyla eş kaybı , bozulmuş uyku, sık görülen şiddetli sıcak basmaları, her biri perimenopozdan geçen kadınların genel psikolojik yüküne katkıda bulunabilir. Menopozun depresyona neden olmadığını bilmek önemlidir; daha ziyade diğer faktörlerin etkisini artırdığı söylenebilir!
Çoğu kişi için psikolojik değerlendirme ve danışmanlık faydalıdır. Uyku kalitesini artıracak stratejiler, depresyon belirtilerini ve genel yaşam kalitenizi iyileştirmeye yardımcı olabilir.
4. Cinsel istekte (libido) azalma:
Perimenopoz ve menopoz ile ilişkili vajinal kuruluk ve rahatsızlık kadının cinsel yanıtını ve isteğini azaltabilir. Uyku sorunları ve yorgunluk istek eksikliğine katkıda bulunabilir; bu durumda dinlendirici uyku sağlamak için stratejiler geliştirmek cinsel sağlığı iyileştirebilir.Bir veya her iki yumurtalığı alınmış olan menopozdaki kadınlarda yapılan çalışmalarda düşük kan östrojen seviyelerinin (özellikle östrojen ve testosteron) cinsel istekte azalmaya katkıda bulunduğu bulunmuştur; bu durum daha önce cinsel işlevle ilgili sorun yaşamayan kadınlarda da gözlemlenmiştir. Bu durumda hormon tedavisi faydalı olabilir. Bazen altta yatan tıbbi bozukluklar (depresyon veya tiroid disfonksiyonu gibi) tabloya katkıda bulunabilir .
5. Adet kanaması düzenindeki değişiklikler:
Kadınlar yaşlandıkça adet dönemleri değişir. Adetler sık, daha kısa veya daha uzun, kanama miktarı daha fazla ağır veya hafif olabilir. Bu süreçte yumurtlamaların hala gerçekleşebileceğini bilmek önemlidir ve perimenopozdaki kadınlarda bazen gebelik görülebilir. Gebe kalmak istemeyenlerin, 12 ay boyunca adet görmedikleri zamana kadar doğum kontrolü yöntemlerinden birini kullanmaya devam etmeleri gerekir.
Adet döngüsündeki değişiklikler perimenopoz sırasında yaygın ve beklenen durumlardır. Adet düzensizliği linki Ancak, kanama miktarının artması veya düzensiz kanama (adet dışındaki) durumlarda mutlaka hekim ile görüşülmelidir. Anormal rahim kanamasının; polipler, myomlar, hiperplazi (rahim iç tabakasının aşırı büyümesi) veya hatta kanser gibi rahimdeki diğer problemlerden kaynaklanabileceğini de unutmamak gereklidir.
6. Sıcak basmaları:
Sıcak basmaları aniden yoğun bir sıcaklık hissi yaşandığı, bu durumun hızlı kalp atışı ve terleme ile birlikte olabileceği durumlardır. Vazomotor semptomlar (VMS) olarak da adlandırılır. Yaklaşık her üç kadından ikisi sıcak basması şikayetini yaşar ancak bu semptomların zamanlaması, şiddeti ve süresi değişebilir. Sıcak basmaları birkaç aydan birkaç yıla kadar sürebilir, çoğu kadın için son adet döneminden sonraki 5 yıl içinde azalır; ancak menopozdaki bazı kadınlarda sıcak basmaları yıllarca devam edebilir. Bazen şiddetli, rahatsız edici ve sürekli sıcak basmaları daha ciddi bir sağlık sorununu yansıtabilir; bu özellikle yıllardır menopozda olan kadınlar için geçerlidir. Bu durumda mutlaka hekim ile görüşülmelidir.
Sıcak basmalarını hafifletmek için birçok tedavi stratejisi mevcuttur; normal kilo aralığında kalmak, baharatlı ve sıcak yiyeceklerden kaçınmak, kafein alımını azaltmak ve sigarayı bırakmak gibi yaşam tarzı değişikliklerinin sıcak basmalarının şiddetini ve sıklığını azaltır. Yoga gibi rahatlama egzersizleri yapmak, yatak odası sıcaklığını serin tutmak, katmanlı giyinmek ve emici malzemeden yapılmış uyku kıyafetleri seçmek de yardımcı olabilir.
Hormonal tedaviler; östrojenin (hap, yama, jel veya sprey şeklinde) tedavisi çok etkilir. Rahmi olan kadınlarda bu tedaviye progesterone hormonu da eklenir. Antidepresanlar ve merkezi sinir sistemi ilaçları sıcak basmalarını da hafifletebilir.
7. Gece Terlemeleri:
Uykudan sıcak hissederek uyanarak ter içinde kalmış olmaktır. Bazen kıyafet değiştirmek gereği olur. Bazı kadınlar uyandıklarında üşüme hissi yaşayabilirler. Gece terlemeleri sıcak basmalarına benzer olup bazı kadınlarda daha şiddetli ve rahatsız edicidir. Sıcak basmalarında olduğu gibi çoğu kadın için hem şiddet hem de sıklığı menopoza doğru ilerledikçe azalır. Gece terlemeleri aynı zamanda uyku kalitesinde bozulmaya neden olur, gündüz yorgunluğu, sinirlilik ve depresyon belirtilerine katkıda bulunabilir.
8. Vajinal semptomlar
Vajinal kuruluk, kaşıntı ve ağrılı cinsel ilişki genellikle düşük östrojen seviyelerinden kaynaklanır ve menopoz geçişinden aylar veya yıllar önce başlayabilir. Çoğu insan için bu semptomlar zamanla kademeli olarak iyileşir. Vajinal nemlendiriciler veya kayganlaştırıcılar şikayetlerde gerileme sağlayabilir. Hormon tedavisi vajinal semptomların tedavisinde çok etkindir.
9. Cilt Ve Saç Değişiklikleri:
Yaşlanmaya bağlı cilt ve saçtaki değişiklikler neredeyse tüm perimenopozdaki kadınlar tarafından fark edilir hale gelir. Artan cilt kuruluğu, elastikiyet kaybı ve kötüleşen kırışıklıklar yaş ilerlemesinin bir parçasıdır; bu nedenle bu değişikliklerin yalnızca yaşlanmadan mı yoksa yumurtalık hormonlarının azalmasından mı kaynaklandığını bilmek zordur. Bazıları perimenopozda hormon tedavisi almanın yaşlanma ile birlikte ciltteki değişiklikleri azaltabileceğini önermiştir; ancak bunun böyle olduğunu gösteren güvenilir çalışmalar yoktur. Şu anda cilt yaşlanmasını önlemek amacıyla hormon tedavisi verilmemektedir. Cilt yaşlanmasının hızını azaltmak için aşırı güneş maruziyetinden kaçınmak, ve sigara içmemek önemlidir; bunlar "cilt hasarı" olarak kabul edilen durumlardır.
Saçlarda incelme ve özellikle çene ile dudak bölgelerinde yüz kıllarının görünmesi bu dönemde yaygın şikayetlerdir; bunun hormon değişikliklerinden mi yoksa sadece yaşın ilerlemesinden mi kaynaklandığı belirsizdir. Perimenopozda hormon tedavisi gören kadınlarda saç büyümesini artırdığına dair herhangi bir fayda gösterilmemiştir; saçlarda incelme riski taşıyan kadının genetik faktörlerin ana etken olduğu düşünülmektedir.
Bir kadının fiziksel görünümündeki değişikliklerden duyduğu rahatsızlık önemli olabilir; çünkü ciltteki değişiklikler tiroid hastalığı veya anemi gibi altta yatan tıbbi bozuklukları yansıtabilir.
Perimenopoz ve menopozdaki şikayetler tedavi edilebilir mi?
Perimenopoz ve Menopoz, yaşamın normal bir aşamasıdır ve bir rahatsızlık değildir. Tüm kadınlar için rahatsız edici değildir. Her kadının deneyimi farklıdır. Bu semptomlardan birkaçını, hepsini veya sadece bir veya iki tanesini yaşayabilirsiniz. İyi haber şu ki yardımcı olacak birçok farklı tedavi vardır. Perimenopozun birçok semptomu östrojen seviyelerinin düşmesiyle doğrudan ilişkilidir. Dolayısıyla östrojen almak birçok semptomu etkili bir şekilde düzeltebilir. Ancak östrojen tedavisinin herkes için iyi bir seçim olmayabileceğini anlamak önemlidir; östrojen tedavisi için uygun aday olmayan kadınlar için menopoz semptomlarının yönetimi için birçok alternatif hormonal olmayan seçenek mevcuttur.
Hormonların verilme yöntemi, ilacın hangi semptomları hafifletmek için alındığına bağlı olabilir. Vajinal kuruluk veya idrara çıkma sıklığı sorunları için östrojenin vajinaya krem veya tablet şeklinde doğrudan yerleştirilmesi tercih edilir. Sıcak basmaları ve gece terlemelerinin yönetimi için östrojenin ağız yoluyla veya cilt üzerinden yama, jel veya sprey şeklinde alınması daha etkili ve tercih edilen yöntemdir.
Perimenopozda ve menopozda kullanılan Hormon Tedavileri nelerdir?
Ticari olarak hazırlanmış, formulasyonları güvenlik, etkinlik (etkili olma durumu), yan etkiler ve içerik açısından Sağlık Bakanlığı tarafından takip edilir ve onaylanan tedaviler mevcuttur. Bunlar ya sadece östrojen ya da progesteron hormonlarının benzerlerini içerirler.
Son yirmi yılda perimenopozda ve menopozdaki kadınlar için hormon tedavisi reçeteleri ABD'de %84 oranında düşmüştür. Bunun nedeni 2002 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde yayınlanan Kadın Sağlığı İnisiyatifi'nden (WHI) çalışması idi. Yaygın olarak reçete edilen östrojen ve progestojen kombinasyonlarının, kardiyovasküler olaylar ve meme kanseri riskini arttırdığı ve hormon tedavisinin tehlikeli olduğu bulundu. Dünya genelinde milyonlarca kadın, VMS ve menopozun urogenital sendromu (idrar yaparken yanma, vajinal kuruluk, cinsel ilişkide ağrı) için belirlenen faydalara rağmen hormon tedavisini bıraktı.
WHI çalışmasının yayınlanmasından sonra geçen 23 yılda, çalışmada kullanılan progestojenin seçimi (medroksiprogesteron-MPA), tek tip oral östrojen (konjuge equin östrojen) ve progestojen kullanımı, uygulama yolu (oral), çalışma popülasyonunun ortalama yaşı, takip süresi, bırakma oranı ve çalışmanın dahil etme/dışlama kriterleri hakkında çok sayıda eleştiri yapılmıştır. Sonuç olarak varılan noktada bu unsurların çalışma sonuçlarını mutlak surette etkilediği görülmüştür.
WHI çalışmasında yer alan kadınların büyük çoğunluğu hormon tedavisini menopozun başlangıcından 12-15 yıl sonrasında almışlardı ve bu nedenle aslında hormon tedavisinden fayda sağlayabilecek semptomları olan menopoz sonrası kadınları temsil etmemektedirler. Katılımcıların yalnızca %30'u 60 yaşından küçüktü, ancak sonuçlar diğer yaş gruplarına genelleştirildi. Daha sonra yapılan birçok çalışmada örneğin Kronos Erken Östrojen Önleme Çalışması (KEEPS) menopozda hormon tedavisinin daha genç kadınlar ve menopoz dönemine yakın olanlarda faydalı bir risk-fayda oranına sahip olduğunu gösterdi.
WHI çalışmasında hormon tedavisi alan kadınlarda meme kanseri riskinin arttığı bildirilmiştir, ancak bu çalışmanın öncesinde menopozda hormon tedavisini hiç kullanmamış kadınlarda meme kanseri riskinin yükselmediği görülmüştür. Bazı sonraki çalışmalar ise, özellikle doğal mikronize progesterone (MP) içeren tedavilerde WHI çalışmasında kullanılan MPA'ya göre meme kanseri geliştirme riskini daha düşük olabileceğini saptanmıştır. 2019 yılında Lancet Dergisi’nde yayınlanan, Meme Kanserinde Hormonal Faktörler İşbilliği Grubu tarafından yapılan çalışmalarda, MPA içeren kombinasyon preparatlarının kısa süreli kullanımının (5 yıla kadar) meme kanseri riskini artırmadığını ancak daha uzun süreli maruziyetin minimal bir risk oluşturduğu bildirilmiştir.
Geleneksel hormon tedavisi dışında başka bir tedavi seçeneği var mıdır?
Biyoeşdeğer hormon tedavisi bir alternatif olabilir.
Ticari olarak üretilen biyoeşdeğer hormonlar, güvenlik, etkinlik (etkili olma durumu), yan etkiler ve içerik açısından Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından düzenlenmektedir. Tüm düzenlenmiş ilaçlarla aynı güvenlik standartlarına tabi tutulurlar. Fakat majistral hormonlar, bir eczacı tarafından, bazen bireysel olarak bir hasta için yapılan hormonlardır. Sağlık Bakanlığı tarafından takip edilmezler. Bazen belirli bir dozda ilaç veya belirli bir şekilde ilaç almanın ticari olarak mevcut olmadığı durumlarda kullanılırlar. Sadece bir hormonu veya hormon kombinasyonunu içerebilirler.FDA düzenlemeleri, ambalajın tüketiciyi riskler, kontrendikasyonlar (ilacın kullanılmaması gereken durumlar) ve ürünün saflığı hakkında uyarmasını gerektirir. Majistral hormonların bu bilgileri sağlama zorunluluğu yoktur ve bireysel hastanın tıbbi geçmişine özeldir.
Hormonların dozu (aşırı veya yetersiz dozlama) ve emilimi, ürünün güvenliğini belirleyebilir. Majistral ilaçlar için dozaj ve emilim bilgileri mevcut değildir. Bu nedenle bir kadın, ilacında olduğunu düşündüğü hormon dozunu alamayabilir. Bazı majistral hormonlar insan vücudunda doğal olarak bulunmaz ve bu nedenle etkileri, riskleri ve faydaları bilinmemektedir. Ticari olarak mevcut biyoeşdeğer hormonların aksine, majistral hormon formülasyonları FDA tarafından izlenmemektedir; bu nedenle güvenlik bilgileri büyük ölçüde bilinmemektedir ve bu konuda kaliteli klinik çalışmalarda belirgin bir eksikliği bulunmaktadır.
Perimenopoz ve menopoz dönemindeki her kadın hormon tedavisi kullanabilir mi?
Menopoz hormon tedavisi, bazı kadınlar için dikkatle ele alınmalıdır. Zaten kalp hastalığı riski yüksek olan yaşlı kadınlar için (örneğin obezite, yüksek tansiyon, diyabet, kötü kolesterol profili olan veya sigara içenler), pıhtı oluşumu, inme ve kalp krizi gibi menopoz hormon tedavisinin eklenmesiyle ortaya çıkabilecek potansiyel riskler ciddi şekilde düşünülmelidir. Bu gruptaki menopoz semptomlarını yönetmek için hormonal olmayan stratejiler ilk seçenek olarak tercih edilebilir. Ayrıca, adet dönemlerinden 5 yıldan fazla süre geçmiş olanlar kadınlarda,kalp ve damar hastalığı zaten gelişmiş olabilir ve bu grupta kadınlarda menopoz semptomlarını yönetmek için hormonal olmayan stratejiler ilk seçenek olarak tercih edilebilir.
Perimenopoz döneminde gebelik oluşabilir mi?
Perimenopoz döneminde nadir olsa da gebelik olasılığı vardır. Aile planlama yöntemlerinin kullanılmaya devam edilmesi gerekir. Kombine doğum kontrol hapları, östrojenine ve progesterona benzer hormonlar içeren ilaçlardır. Doğum kontrol haplarındaki hormon dozları geleneksel menopoz hormon tedavisinden çok daha yüksektir; bu nedenle perimenopozdaki kadınlar için doğum kontrol hapı seçerken hormon kullanımına bağlı riskleri (pıhtılaşma ve inme gibi) en aza indirmek için düşük doz formülasyonlar önerilmektedir. Uygun hastalarda (sağlıklı, obez olmayan, aktif bir perimenopoz kadını için, sigara içmeyen ve yakın akrabalarında inme, pıhtı veya erken kalp hastalığı öyküsü olmayan kadınlar) düşük doz doğum kontrol hapları menopoz dönemine kadar güvenle kullanılabilir
Rahim içi araç (RİA), vajinal halka, Progesteron içeren RİA, Diyafram veya kondom gibi bariyer yöntemleri de etkili aile planlama yöntemleridir.
Perimenopozda kemik erimesi olur mu?
Menopoz yaklaştıkça ve yumurtalık hormonu üretimi düştükçe kemik yoğunluğu da azalır ve kemik erimesi (osteoporoz) riski artar. Osteopoz (kemik erimesi) nedir linki Kemiklerimizi bir beton duvarla karşılaştırabiliriz - duvar ne kadar kalınsa ağır yükleri ve baskıları taşıma olasılığı o kadar artar ve uzun süre dayanma olasılığı da o kadar yüksektir. Kemik yoğunluğu veya kemik kütlesi, kemiklerimiz içindeki "beton" miktarını ifade eder. Temelde, bir kadının sahip olduğu kemik kütlesi ne kadar fazla ise kırılma şansı o kadar düşüktür. Düzenli ağırlık taşıyan egzersiz kemik gücünü artırabilir.
Kemiklerinizin sağlıklı kalması için yeterli kalsiyum ve D vitamini aldığınızdan emin olmak önemlidir. Yeterli kalsiyum ve D vitamini alımınızı, gıda ve takviyelerin bir kombinasyonu ile diyetinize dahil etmeye çalışılmalıdır; hedef günlük 1000 mg kalsiyum ve 600 IU D vitamini alımıdır.
Perimenopoz ve Menopozda hangi tarama testleri yapılmalıdır?
Sağlıklı bireylerde bir sorunu erken aşamada yakalamak için kullanılan tarama testleri vardır. Meme kanseri şüphesi için mamografi çekilmesi, rahim ağzından (serviksten) alınan hücrelerin rahim ağzı kanseri için test edildiği Pap smear ve HPV, bağırsak kanserinin en erken evrelerini tespit etmek için kolonoskopi, düşük kemik kütlesini ve kemik erimesinin teşhis etmek amacıyla yapılan kemik yoğunluğu ölçüm testleri yapılır. Her testin, kadının yaşı, kişisel sağlık geçmişi ve aile geçmişine bağlı olarak yılda bir kez veya daha az sıklıkta yapılması önerilen bir takvimi vardır.
Menopoz kendisi bir hastalık olmasa da, normal yaşlanmanın bir parçasıdır. Yumurtalık fonksiyonunun kaybıyla, yaşlanmaya bağlı hastalık süreçleri hızlanır. Menopoz, kalp hastalığı ve inme gibi genellikle yaşlanma ile ilişkilendirilen durumların başlangıcını hızlandırabilir. Ayrıca, menopoz yaşı ne kadar gençse, bu durumun ortaya çıkma riski o kadar yüksektir. Kalp hastalığı menopoz sonrasında artar ve yaşlanan kadınlar arasında en yaygın ölüm sebebidir. Kalp hastalıkları hareketsiz yaşam tarzı, aşırı vücut ağırlığı, sigara içme, kötü beslenme ve stres ile artar. Ayrıca genetik faktörler ve aile geçmişi hastalıkların kalp ve damar hastalıklarının görülme riskini belirleyen önemli faktörlerdir. Yumurtalık hormonlarının varlığı veya yokluğu sadece ek bir faktördür.
Menopoz Sonrası Sağlıklı Kalmak İçin Ne Yapılabilir?
Sağlıklı bir yaşam tarzı, menopoz sonrası yıllarınızı en iyi şekilde geçirmenize yardımcı olabilir.
Beslenme: Dengeli bir diyet, menopoz öncesinde, sırasında ve sonrasında sağlıklı kalmanıza yardımcı olacaktır.
Egzersiz: Düzenli egzersiz, kemik kaybını yavaşlatır ve genel sağlığınızı iyileştirir. Yürüyüş gibi ağırlık taşıyan egzersizler kemiklerinizi güçlü tutmaya yardımcı olabilir. Ağırlığa karşı direnç gösteren kuvvet antrenmanı, kaslarınızı ve kemiklerinizi güçlendirir. Denge eğitimi (yoga gibi) düşmeleri önlemeye yardımcı olabilir.
Düzenli sağlık kontrolleri: Yılda bir kez muayene ile gerekli testlerin yapılması önemlidir. Diş muayeneleri ve göz kontrolleri ihmal etmemek gerekir. Hasta olmasanız bile rutin kontroller sorunları erken tespit etmeye yardımcı olabilir.